CANSULTANIM FM FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

CANSULTANIM FM FORUM

CANSULTANIM FM'in FORUMUNA HOSGELDINIZ
 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İftİra

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
yesil-cimen!*




Mesaj Sayısı : 53
Kayıt tarihi : 29/11/07

İftİra Empty
MesajKonu: İftİra   İftİra Icon_minitimeCuma Kas. 30, 2007 4:10 pm


İFTİRA


Iftira son derece kötü ve tahribedici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan
ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir
tutumdur. Iftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları
zayıflar; dayanışma gücü ortadan kalkar. insanlar birbirine güven
duymaz olurlar. Bu güvensizlik, bir toplumun sosyal hayatını tamamen
felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Iftira, toplumdaki güzellikleri
yakıp bitiren bir ateş gibidir.

Iftira, toplumda adaletin tam olarak etkisini kaybettiği zamanlarda
yaygınlaşabilen bir sosyal ve ahlâkı hastalıktır. Çünkü adaletsizlik ve
takipsizlik, kötü fiillerin yaygınlaşmasına ve artmasına yol açan bir
başıboşluğa sebep olmaktadır.

Islâm'da iftira konusu, üzerinde oldukça fazla durulan bir konu
olmaktadır. Çok sayıda ayet-i kerime, iftira'nın özelliğinden ve onun
Allah'ın nezdinde sevilmeyen ve hatta yerilen bir davranış olduğundan
bahsetmektedir.

Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Bunu, Hz. Âîşe ile
ilgili olarak "Ifk"* olayında görmekteyiz Olay özet olarak şöyle
cereyan etmiştir: Hz. Peygamber ashab-ı kirâmla sefere çıkarken, kura
ile belirlenen bir eşini de beraberinde götürürdü. Bu usulle,
Mustalıkoğulları Gazâsına da Hz. Âîşe katılmıştı. Konaklama yerinde,
devenin üzerindeki gölgelikten (mahfel) tuvalet ihtiyacı için çıkan
Âîşe (r.anhâ), dönüşünde gerdanlığını düşürdüğünü farketmiş, aramak
için yeniden çıkmıştır. Bu sırada ordu yola çıkmış, Hz. Âîşe, devenin
üzerindeki gölgeliğin içinde zannedilmiştir. Dönüşte unutulduğunu
anlayan Hz. Âîşe, orada beklemiş, ordunun arka gözcüsü Safvân b.
Muattal O'nu devesine bindirerek yolda orduya yetiştirmişti.

Münâfıkların reisi Abdullah b. Ubey ve arkadaşları bunu fırsat bilerek
Hz. Âîşe'ye zina iftirasında (ifk) bulundular. Bir aydan fazla bir
süreyle bu dedikodu Medîne'de dolaştı. Hz. Peygamber ve Âîşe
validemizin yakınları bu olaya çok üzüldü.

Daha sonra Hz. Âîşe Nûr sûresindeki şu ayetlerle temize çıkardı:

"O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir
topluluktur. Onu kendiniz için bir ser sanmayın, bilakis o, sizin için
hayırdır. Iftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre
cezası vardır. Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap
vardır."

"Iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların,
kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır"
demeleri gerekmez miydi?"

"Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri
getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların da
kendileridir"

"Eğer Allah'ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde
olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap
dokunurdu."

"Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip
olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz.
Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır "

"O asılsız sözü duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmak bize yakışmaz. Haşa!
Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?" (en-Nûr, 24/1116).

Hz. Peygamber inen bu ayetleri tebliğ ettikten sonra; "Ya Âîşe, Allah'a
hamd et. Allah seni, iftiracıların isnadından kesin olarak berî kıldı"
buyurdu. Bunun üzerine Âîşe (r.anhâ) nin annesi: "Kızım, kalk da
Resulullah (s.a.s)'a teşekkür et" deyince, Hz. Âîşe; "Hayır kalkmam ve
yalnız Allah'a hamdederim" diye cevap verdi (bk. Buhârî, Tefsîru Sûre,
24/6, Meğâzi, 12, 32, 34, Şehâdet, 2, 15, Eymân, 13, 18, I'tisâm, 28,
Tevhîd, 35, 52; Müslim, Tevbe, 56; Ebû Dâvud, Salât, 122; Ahmed b.
Hanbel, Müsned, VI, 194, 195, 197; Kamil Miras, Tecrîd-i Sarîh
Tercemesi ve Şerhi, Ankara 1984, VIII, 73-97).

Iftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevî ve
uhrevî bakımdan kendisi zararlı çıkar. Nebî (s.a.s) "Iftira eden kimse
zarara uğramıştır" (Ahmed b. Hanbel, I, 91) buyurur.

Iffetli bir kadına zina isnadında bulunup da bunu dört erkek şahitle
ispat edemeyen bir kimse kazıf cezasına çarptırılır. Bunlara ceza
olarak seksen değnek vurulur ve bundan sonra şahitliklerine güvenilmez
(bk. en-Nûr, 24/4; "kazf" mad.). Zina isnadında bulunan kimse kadının
kocası olur ve dört şahitle bunu ispat edemezse "mulâane" yoluna
başvurulur (bk.en-Nûr, 24/6-9; "Liân" mad.).

En ağır iftirayı atan kimse bile sonradan pişmanlık duyar ve durumunu
düzeltirse Cenâb-ı Hakkın mağfiretine nail olabilir (en-Nûr, 24/4-5).

Günümüzde fertlerin birbirine iftirası yanında basın ve yayın yoluyla
da iftiralar yapılmaktadır. Namus, iffet, haysiyet ve zimmet üzerindeki
bir iftira ne kadar çok yayılırsa, iftiracının sorumluluğunun da o
nisbette artması tabiidir. Ayette şöyle buyurulur: "Mümin erkek ve o
kadınlara işlemedikleri bir günahla eziyet edenler (onlara iftira
atanlar), doğrusu açık bir günah yüklenmişlerdir" (el-Ahzab, 33/3İftİra Cool
.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İftİra
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CANSULTANIM FM FORUM :: iSLAMi BiLGiLER :: FIKIH-
Buraya geçin: