Elazığlının biri, şiddetli gribe yakalanmış. Cepleri mendil dolu. Burnu öyle bir akıyor ki tarifsiz. Bizim gripli yolda yürürken, bir arkadaşı rastlar ve sorar:
“Yav geçmiş olsun. Bu halin ne?”
Bizim gripli, bir arkadaş bulmanın sevinciyle:
“Yav Mehmet, heç sorma. Allah düşmanımın başına vermiye, bi grip olmuşum, burnum fışır fışır ahi. Bu neden ola acep?”
Arkadaşı:
“Kardeşim o senin erkekliginden. Erkek adamın böyle burnu ahar.”
“Mehmet, benim gaynanam gilin evi buraya yahın. Gel bunu orada da söle. Gaynanam bahan pis hımik deyi.”
“Tabi canım sölerim.”
Kayınvalideye gidilir. Kayınvalide misafirlerine kahve ikram eder. Sonra bizim gripli gür bir sesle:
“Fışşşşşş...”
Ardından da böbürlene böbürlene:
“Arkadaş benim burnum ahi, neden acaba?”
Arkadaşi da:
“Neden olacah, pisliğinden” deyince
Gripli şaşkın biraz da kızgın bir tavırla:
“Ulan aşağıda bahan ele demedin”
Arkadaşı gayet sakin bir ses tonuyla:
“Oğlum aşşağıda arhadaşdıh, burda gahvenin hatırı var” der.